
5 Mayıs 2008 Pazartesi
3 Mayıs 2008 Cumartesi
Hamilelik ve Diş
- Hamilelikte diş sağlığı büyük önem kazanır . Çünkü hem bu dönemde hormonal dengesizlikler nedeniyle bazı sorunlar hızlanır hemde oluşan sorunların tedavi edilmesi esnasında bazı riskler söz konusudur.
- Hamilelikten önce ; ağız ve dişler ile ilgili tüm sorunlar tedavi edilmeli ve hamilelik esnasında mümkün olduğunca sorun yaşanmamalıdır. Bu nedenle hamilelik öncesinde mutlaka bir diş hekimine gidilerek kontrol muayenesi yaptırılmalıdır.
- Hamilelik esnasında ; mümkün olduğunca ağız ve dişlere iyi bakılmalı , tedavi gereksinimi olmaması sağlanmalıdır. Gerekirse en kısa zamanda sorunların büyümesine fırsat vermeden bir diş hekimine gidilmelidir. Tesbit edilmiş sorunlar , gerekiyorsa diş hekimi tarafından hamilelik sonrasına ertelenebilir. Hamilelik sırasında diş hekimi tarafından kullanılabilecek veya hastaya yazılabilecek ilaçlar için gerekiyorsa hastanın jinekoloğuna danışılmalıdır. Tedavi süreleri mümkün olduğunca kısa tutulmalı ve korku - stress gibi olumsuz etkenlerden kaçınılmalıdır.
- Hamilelikte meydana gelen sorunlar ; genellikle dişetleriyle ilgilidir. Bu dönemdeki hormonal dengesizlikler ( östrojen ve progesteron hormonu düzeylerinin artışı ) nedeniyle mevcut diş eti hastalıkları hızlanır ve daha rahatsız edici bir boyuta gelir. Özellikle hamilelikte " Epulus " denilen diş eti büyümeleri meydana gelebilir. Bu epulusların hamilelik sonrasında cerrahi yöntemle alınması ve diş etlerinin tedavi edilmesi gerekir. Genellikle hamilelik öncesinde ağız sağlığı çok iyi olan birinde yeni bir sorun oluşmaz. Bu nedenle hamilelik esnasında özellikle ağız sağlığına özen gösterilmelidir.
- Hamileliğin diş çürümesine etkisi ; yoktur. Halk arasında genellikle mineral (kalsiyum) eksikliğine bağlı olarak dişlerin çürüdüğü zannedilir. Fakat ağız sağlığına özen gösteren birinde hiç bir şekilde çürük oluşmaz. Hamilelikte meydana gelen mide bulantılarının sonucunda oluşan kusmalar nedeniyle dişlerde çürük artışı olabilir. Bunun nedeni mide asitinin dişler üzerindeki olumsuz etkisi olmakla beraber kusmadan hemen sonra iyi bir şekilde diş fırçalanırsa çürük ihtimali bulunmaz .
- Hamilelik esnasında meydana gelen sorunların tedavisi ; genellikle 4. ncü ve 6.cı aylar arasında yapılır. ilk 3 ay ve son 3 ay risklidir. Riskli dönemlerde yapılan tedaviler sonucunda meydana gelebilecek bir ağrı veya stres bir düşüğe yada erken doğuma neden olabilir. Bu nedenle bir müdahale yapılması gerekse bile hastanın sakin olmasını sağlamak , doktoruyla iletişim içerisinde olmak gerekir. Ağrısız bir tedavi için mutlaka uygun anestezi yapılmalıdır. l
- Diş röntgeni çektirmenin hamileliğe zararı ; esasında pek bulunmamaktadır. Ancak bir kaç tane röntgen çektirilecekse kurşun önlük giyilmesi önerilir. Çünkü diş röntgeni ışınları çok küçük dozajlardadır , büyük rötgenler gibi değildir fahat çok sayıda çekildiğinde zararlı olabilir. Yine de zorunlu olmadıkca rötgen çektirilmemesi önerilir.
- Hamilelikte ağız bakımı ; normale oranla daha özen gösterilerek yapılmalıdır. Çünkü hamilelikte bakteri plağı artışı daha fazladır . Günde en az 3 kere dişler fırçalanmalı ve ağız gargaraları kullanılmalıdır. Özellikle yatmadan önce dişler daha özenli bir şekilde fırçalanmalıdır. Diş eti kanamalarından dolayı diş fırçalamaktan kaçınılmaması gerekir. Eğer kusma söz konusuysa hemen ardından dişler fırçalanmalıdır.
- Hamilelikte ilaç kullanımı ; çok dikkat edilmesi gereken bir konudur. Bu dönemde gereksiz ilaç kullanımından kaçınılmalıdır. Bazı antibiyotikler ( tetrasiklinler ) bebeğin dişlerinde lekelenmelere yol açabilir.
- Anne karnındaki bebeğin diş sağlığı için ; dengeli beslenme önemlidir. Çünkü bebeğin süt dişleri anne karnında gelişmeye başlar . Bu nedenle yeterli protein , vitamin ve mineraller mümkün olduğunca doğal yollarla alınmalıdır. Gerekiyorsa vitamin takviyesi yapılmalıdır. Aşırı vitamin ve mineral alımının da bazı sakıncaları olabilir bu nedenle doktor kontrolünde alınmasında yarar vardır.
Ağız Kokusu
Ağız kokusu ; genellikle ağızda veya dişlerde bulunan bir sorunun habercisidir . Ağız veya dişlerde bir sorun bulunamadığı taktirde yapılması gereken bir doktora gidilmesi ve tıbbi bir sorun olup olmadığının araştırılmasıdır.
Ağız kokusunun nedenleri
- Ağız kuruluğu ( Xerostomia ) : ağızdan nefes alma , kullanılan bazı ilaçlar , tükürük bezindeki bazı problemler sonucunda tükürük bezlerinin yeterli üretim yapmaması
- Dişlerin fırçalanmamış olması (yemek artıkları , koku veren yiyecekler)
- Dişlerdeki çürükler
- Dişlerdeki iltihaplar
- Diş etindeki iltihaplar ve diş taşları
- Dilde oluşan mantarlar,kıllı dil
- Eskimiş ve deforme olmuş , yeterince temizlenmemiş hareketli ptotezler
- Hatalı yapılmış veya deforme olmuş olan kron-köprüler
- Sigara , tütün kullanımı
Ağız ve dişlerde bir sorun yoksa akla gelen nedenler
- Solunum yollarındaki iltihabi rahatsızlıklar ( bademcik , boğaz , sinüs ve akciğer iltihapları )
- Sindirim sistemindeki bazı rahatsızlıklar ( gastrit , ülser gibi mide sorunları )
- Sistemik hastalıklar ( Diabet ( şeker hastalığı ) , böbrek hastalıkları )
Ağız kokusu olmaması için yapılması gerekenler
- Dişlerin ( her yemekten sonra doğru bir şekilde ve yeterli sürede ) fırçalanması
- Diş aralarının ( günde bir kez ) diş ipi veya basınçlı su ile temizlenmesi
- Dilin fırçalanması
- Ağız ve boğazın anti-mikrobial gargaralar ile temizlenmesi ( floridli gargaralarla değil )
- Porselen köprülerin altının ( en az günde bir kez ) arayüz fırçası ile temizlenmesi
- Hareketli ( takıp-çıkarılabilen ) protezleri her yemekten sonra fırçayla temizlemek , yatmadan önce suya koymak
- 6 ayda bir düzenli olarak diş hekimine kontrole gitmek
- Ağız ve dişlerdeki tüm sorunların giderilmesi
- Sigara kullanmamak
2 Mayıs 2008 Cuma
Eksik Dişlerin Tamamlanması
Diş eksikliklerinin nedenleri ;
- Gelişimsel olarak dişin çıkmaması
- Estetik bozukluklar
- Tıbbi nedenlerle dişin çekilmiş olması
- Yemek yeme zorluğu
- Konuşma bozukluğu ( harfleri doğru söyleyememek )
- Psikolojik problemler ( utangaçlık , kendine olan güvenin kaybolması , gülmemeye çalışmak , mutsuzluk )
- Ağız sağlığının daha da bozulması ( dişlerin konum değiştirmesi,aşınması,çürümesi , sallanması )
- Çene ekleminde ( T.M.E. ) ağrı , ses ve hareket bozukluğu
- Genel sağlık sorunları ( yiyecekleri öğütme fonksiyonunun yeterince iyi yapılamamasının sonucunda oluşan mide hastalıkları ve beslenme eksikliği )
- Sabit Protezler ( kron-köprü benzeri yapıştırılan )
- Hareketli Protezler ( takıp çıkarılabilen )
- İmplant üstü protezler ( sabit veya hareketli )
Sabit Protez çeşitleri ;
- Tek kronlar ( tek dişin kaplanması )
- Köprüler ( eksik dişlerin yanındaki dişlerle birlikte kaplanması )
- İmplant üstü protezler ( çeneye yerleştirilen vida + protezler )
- Alternatif uygulamalar ( lamineyt , pivo , post-core , vs.. )
Tedavi
Diş çürüğü ; ağız bakımının ihmal edilmesinin bir sonucu olarak dişin koruyucu tabakası olan " mine " nin harabiyete uğramasıdır.
Derin çürük ; mine'deki çürüğün ilerleyerek altındaki tabakaya ( dentin'e ) yayılmasıdır.
İltihap ; derin çürüğün sinire kadar ulaşmasıyla bakterilerin ve toksinlerinin burada bulunan damar ve sinirin harabiyetine neden olması sonucunda oluşur. Burada oluşan bakteri üre - mesi ve ödem ( sıvı toplanması ) iltihabı daha da arttırır. Bunun sonucunda iltihap dişin dışına , kök ucundan etrafa doğru yayılır. Bu sırada çok şiddetli ağrılar oluşur ." Gece ağrısı " iltihabın başlangıcının belirtisidir. Daha sonra yüzde şişlik olacak kadar iltihap yayılabilir. İltihap bu yayılma sırasında etrafındaki dokulara hasar verir ve çene kemiğini eritmeye başlar.
Çürüğün belirtileri ;
- Sıcak veya soğuk bir şey yenildiğinde oluşan bir anlık hassasiyet
- Dişte hissedilen bir boşluk , sivri çıkıntılar , minik kırılmalar
- Dişlerin arasına yemek artıklarının kaçması
- Zaman zaman oluşan veya sürekli olan bir ağrı
- Dişin üstüne basınca ağrı oluşması
Çürüğün tipleri ;
- Çiğneme yüzeyindeki çürükler
- Arayüz çürükleri ( iki dişin birleşim yerinde )
- Diş eti kenarındaki çürükler.
Dolgu çeşitleri ;
iki türlüdür. Amalgam ( metal ) dolgular ve kompozit ( ışınla sertleşen ) dolgular.
- Özel metal alaşım tozunun ( Ag+Sn+Cu ) ve civa'nın karışımından meydana gelir.
- Çok sağlam olduğu için tercih edilir.
- Zamanla kararabilir ve estetik olmayan bir görüntü ortaya çıkar . Bunun nedeni içeriğindeki bazı metal alaşımlarının ( gümüş gibi ) korozyona uğramasıdır.
- Dolgu yapıldıktan sonra bir miktar büzülebilir. Bu durum soğuk hassasiyetine ve gelecekte çürüğe neden olabilir.
- Değişik çeşitleri vardır , bütün amalgam dolgular aynı değildir. Metal alaşımın içeriğine , metallerin yüzde oranlarına göre farklı özellikleri vardır. Bu nedenle değişik amalgam dolguların sonucunda farklı sonuçlar elde edilebilir.
- Bu dolguların dişe tutunmaları mekanik bir şekilde gerçekleşir. Bu nedenle dişte boşluk açma işleminin iyi bir şekilde ve fazlaca yapılması gerekir ( diş madde kaybı fazladır ) .
- Çeşitli tiplerde kompozitten yapılmıştır.
- Çeşitli tipleri vardır. ( klasik , flor salgılayan , porselen partikülleri içeren )
- Estetik , diş rengi olduğu için tercih edilmektedir.
- Eski tip kompozitler zamanla aşınabilir veya kırılabilir.
- En son çıkan kompozit tipleri ( özellikle içeriğinde porselen partikülleri olanlarda ) çok dayanıklıdır, aşınma veya kırılma olmamaktadır.
- Kompozitlerde dolgu sonrasında büzülme daha azdır.
- Dolgu sonrasında sıcak- soğuk hassasiyetine az rastlanır.
- İçeriğinde flor salgılayan maddeler bulunan kompozitler ( cam iyonomer ) dişte koruyucu ve çürükleri önleyici etki yaparlar.
- Bu dolguların dişe tutunmaları mikro mekanik veya kimyasal yolla gerçekleşir bu nedenle dişte daha az boşluk açılabilir( diş te madde kaybı azdır)
İltihabın belirtileri ;
- Ağız içerisinde veya yüzde şişlik
- Şiddetli ve sürekli diş ağrısı
- Dişin üzerine basınca ağrı oluşması
- Dişte uzama hissi (ağzı kapatınca bir dişe baskı olması)
Öncelikle anestezi yapılarak hastanın canının yanmaması garantiye alınır.
Daha sonra çürük temizlenip , dişin sinirinin olduğu yere ( pulpa ya ) ulaşılır .
Pulpaya ulaşıldıktan sonra dişin içerisindeki birikmiş olan iltihap dışarı çıkar ve böylece şiddetli ağrıyı oluşturan basınç ortadan kalkmış olur.
Sinir tamamen ölmüşse veya ağrı olmaksızın müdahale etmek mümkünse , kanal içerisindeki sinir ve doku artıkları temizlenip , çıkarılır . Böylece iltihabı yaratan bakterisel " odak " yok edilmiş olur .
Eğer ağrı nedeniyle sinir çıkarılamıyorsa , siniri öldürücü etkisi olan bir madde diş içerisine konularak geçici dolgu ile diş kapatılır. Ertesi gün bu madde sayesinde sinir tamamen ölmüş olacağından daha rahat çalışılır.
Kanal içerisinde bununan doku artıkları temizlendikten sonra kök ucundaki iltihabın daha kolay dışarı çıkabilmesi amacıyla kök ucuna kadar ulaşılmaya çalışılır.
Kök ucuna kadar diş kanalı genişletilmelidir. Bu işlem hem iltihabın kolay dışarı çıkmasını hem de bakterilerin yerleştiği kanal duvarlarının temizlenmesini sağlar.
Bir kaç seans süresince kanal içerisine çeşitli dezenfektan maddeler uygulanarak kanal içerisindeki bakteriler yok edilmeye ve iltihap azaltılmaya çalışılır.
İltihabın üremesinin durduğu anlaşıldıktan ve kök ucundan iltihap gelmesi sona erdikten sonra kanal içerisi özel bir dolgu maddesiyle , kök ucuna kadar doldurulur.
Üstüne geçici bi dolgu yapılarak bir süre beklenir . Bir kaç haftalık beklemenin ardından üst dolgu yapılarak tedavi bitirilir.
Kanal tedavisi yapılmış dişler , canlılığını yitirdikleri için zamanla kuru ve kırılgan bir hale gelirler . Basit bir kuvvetle bile kırılabilirler. Bu nedenle kanal tedavisi yapılmış dişlerin tedavi bitiminden sonra bir kaç ay içerisinde porselen kron ile kaplanması önerilir.
Kanal tedavisinden sonra dişin üzerine basınca ağrı varsa veya dişin yanında hafif bir şişlik , baloncuk varsa bu tedavinin başarılı olamadığı anlamına gelir.
Kök ucundaki iyileşme ancak 6 ay sonra röntgen de görülebilir. Bu nedenle kanal tedavisinden 6 ay sonra mutlaka röntgen çekilmelidir. Eğer bu rötgende kök ucunda hala bir lezyon görülüyorsa kanal tedavisi yenilenmelidir. Eğer yenilenmesi mümkün olamıyorsa diş çekilmelidir.
1 Mayıs 2008 Perşembe
Çocuk Dişleri

Süt dişlerinin çıkmaya başlaması ; genellikle 6-24.cü aylar arasıdır . 6 aylık gecikme normaldir, Bu dönemde çocuk, aile tarafından takip edilmeli ve gerekiyorsa diş hekimine götürülmelidir.
- Süt dişleri toplam 20 tanedir.
- Süt dişlerinin aralarının açık olması normaldir . Bunun nedeni yerlerine gelecek daimi dişlere yer sağlamaktır.
- Süt dişlerinde de çürük oluşabilir. Bu çürüklerinde mutlaka tedavi edilmesi gerekir.
- Süt dişleri iltihaplanmış ise önce kanal tedavisi denenmeli ,
- mümkün olmazsa diş çekilmelidir.
- Süt dişleri zamanından önce çekilirse , alttan gelen daimi dişe yer kalmaz ve yer darlığı oluşur.
Çocuklarda diş çürümesinin sepeplerinden bazıları şunlardır :
- Süt dişleri normal dişlere oranla daha fazla organik madde içerirler. Bu nedenle sürekli dişlere oranla daha kolay çürürler.
- Çocuklar ağız bakımına yetişkinler kadar dikkat edemezler. Onları ağız bakımına özendirmek için, anne ve babaların dişlerini günde en az iki kere, onların göreceği şekilde fırçalamalarında fayda vardır.
- Çocuklar büyüklere nazaran daha sık şekerli yiyecekler tüketirler. Şeker çocukların hem zeka hem de vücut gelişiminde rol oynayan önemli bir üründür ve tüketimini tamamen engellemek pratikte imkansızdır. Ancak dişler üzerine olan zararlı etkilerini en aza indirgemek için, çocuklara şekeri yemek aralarında değil, mümkünse yemeklerden hemen sonra vermelidir.
- Özellikle kaçınılması gereken şey, emzik ya da biberonu şeker, bal ve reçel gıdalara batırarak çocuklara vermeniz ve bunu alışkanlık haline getirmenizdir. Yine geceleri uyku arasında verilen şekerli süt, meyve suyu, şerbet gibi gıdalar çürük oluşturabilecek etmenlerin başında gelir.
- Çocuklar çürüğün erken döneminde görülebilen soğuk sıcak hassasiyeti, hafif ağrı gibi sinyalleri zamanında yorumlayamazlar.Kendileri olayı ancak dayanılamayacak kadar ağrı olması durumunda farkederler ki, bu durumda çok geç kalınmış olabilir.
Çürük oluşumunu tamamen engelleyebilecek aşı ya da ilaç henüz geliştirilemedi. Ancak çürük sayısını azaltmaya yönelik bazı malzemeler günümğzde kullanılmaktadır. Bunlardanbirisi, fissur örtücü (fissure sealant) dediğimiz malzemedir.
Diş çürükleri genellikle azı ve küçük azı dişlerinin çiğneyici yüzeylerinde bulunan ve 'Fissür' adı verilen oluklarda başlarFissür örtücü çok ince yapısı ile oluğun üzerini kapatıp o bölgenin mikrop, yemek artığı vs gibi dış etmenlerden korunmasına, dolayısı ile bu
bölgeden çürük başlamasına engel olur. Oldukça başarılı olan bu metod maalesef 2 diş arasında başlayan çürüklere etkili değildir. Fissür örtücü genellikle 6 yaşından itibaren çıkan, kalıcı azı ve küçük azı dişlerine uygulanır. Fissür örtücü uygulanırken dikkat edilecek bir başka nokta ise ilgili dişte çürük ya da dolgu bulunmamasıdır.
Ayrıca çocuğunuz dişlerini kendisi fırçalayacak yaşa gelinceye kadar temiz bir gazlı bez ile dişlerinin üstündeki birikintiler temizlenmelidir.
süt dişlerindeki çürükler tedavi edilmeli mi ?
Süt dişlerinin bakımı en az sürekli dişler kadar önemlidir.ürük süt dişleri çocuğunuza ağrının yanısıra, çiğneme zorluğu ve çirkin görüntü de verir. BU durum çocuğun sadece beslenme düzenini bozmaz aynı zamanda arkadaşları arasında alay konusu olmasına da neden olabilir.
Bunun dişında çürüğün aşırı ilerlemesi diş kökü ucunda iltihaba yol açabilir. Bu iltihap, çocuğun genel sağlığının bozulmasına neden olabileceği gibi süt dişi kökü altında bulunan sürekli dişe de zarar verebilir.Süt dişlerinin erken kaybı ;
alttan gelen daimi dişlerin yönünü bulamamasına , yeterli yer kalmadığı için çıkamamasına yada çarpık çıkmasına neden olabilir . Bu da ileride estetik veya fonksiyonel bozukluklara neden olur. Bu sorunların ileride halledilmesi daha zor , uzun süreli ve masraflı olabilir. Bu nedenle erken dönemde sorunlar saptanmalı ve diş hekimi tarafından gerekli önlemler alınmalıdır.Çocukların parmak emme alışkanlığı , dilin aşırı büyük olması veya çeneyi kapatırken dilin dişlerin arasında kalması gibi yutkunma sorunlarının olup olmadığı dikkatle incelenmelidir. Eğer böyle bir durum söz konusu ise kalıcı sorunlara yol açmadan gerekli müdahaleler yapılmalıdır . Aksi taktirde çenesel veya dişsel bozukluklar veya konuşma problemleri oluşabilir. Bu da gelecekte uzun süreli ve masraflı tedavilerin yapılmasına neden olur .
Ağız ve Diş Bakımı

yemeklerden sonra dişlerimizin üzerinde biriken yemek artıkları ve bakteri tabakasının ( bakteri plağının ) iyi bir şekilde temizlenmemesidir. Yeterli sıklıkta , sürede ve şekilde dişlerin temizliği yapılmazsa bir takım sorunlarla karşılaşılması kaçınılmazdır.

Yemeklerden sonra yeterince temizlenmeyen bakteri plağı ; zaman içerisinde ağız ortamının " asit " hale gelmesine neden olarak bakteri üremesine dolayısıyla da çürüklere ve diş eti hastalıklarına neden olur.
Diş taşları ; zaman içerisinde tükrüğün içerisindeki minerallerle birleşen bakteri plağının sertleşmesiyle oluşur. Dişeti tedavisi ile temizlenir.
Ağız ve dişlerin temizliği ;Ağız ve dişlerin iyi bir şekilde temizlenebilmesi için ;
- Her yemekten sonra dişler fırçalanmalıdır ( günde en az 3 kere )
- Dişlerin fırçalanması doğru bir şekilde ve en az 3 dakikada yapılmalıdır.
- Gece yatmadan önce mutlaka dişler fırçalanmalıdır
- Günde bir kere " diş ipi " kullanarak , dişlerin araları temizlenmelidir
- Günde en az bir kere ağız çalkalama solusyonları ile gargara yapılmalıdır
- Diş etiçekilmesi olanlar veya protez kullananlar " arayüz fırçası " ile temizlik yapmalıdır.
-
Dişler dış yüzeyleri , 45 derecelik bir açıyla dişe yaklaştırılmalı ve diş etinden bakteriler uzaklaştırılarak fırçalanmalıdır.
Dişlerin İç yüzeyleri , özellikle ön bölgeler dar olduğundan fırça dik olarak sokularak fırçalanmalıdır.
Dişlerin tüm yüzeyleri , iç ve arka taraflarda tam olarak fırçalanmalıdır. Genellikle sadece ön dişlerin ön yüzeyleri fırçalandığından çürükler daha çok arka bölgelerde oluşmakta , diş taşları ise çok az fırçalanan alt ön bölgede olmaktadır...
Diş ipi kullanımı ;
- Belirli düzeyde diş fırçalayanlarda çürükler genellikle arayüzlerde ( dişlerin birleşim yerlerinde ) oluşmaktadır.
- Arayüz çürükleri sadece diş ipi kullanılmasıyla önlenebilir.
- Kolay kullanım amacıyla mumlu diş ipleri tercih edilir..Ayrıca florlu diş ipleride tercih edilebilir..
- Diş ipi her iki elimizin işaret parmağına dolanarak ve baş parmağımızın yardımıyla kullanılır.
Arayüz fırçası kullanımı ;
Diş eti çekilmesi olanlar mutlaka arayüz fırçası kullanmalıdır. Dişetinin çekilmesiyle oluşan boşluklar bakteriler için uygun
birikme ve çoğalma alanlarıdır.Bu nedenle mutlaka her
yemekten sonra diş araları temizlenmelidir.-
Porselen köprü kullananlar her yemekten sonra köprünün altını temizlemelidir. Çünkü
porselen köprü altındaki boşluklar yemek artıklarının birikmesi ve bakteri üremesi için uygun alanlardır.
-
Ortodontik tedavi görenlerde genellikle diş fırçası yetersiz kalmakta ve arayüz fırçası ile tellerin arasının temizlenmesi gerekmektedir.
Diş fırçası :Hekiminiz önermedikçe orta sert fırça olmalı birbuçuk ayda bir yenilenmelidir.
ACİL
ACİL DURUMLAR 1-Ani başlayan diş ağrısı (genellikle gece başlayan ağrılar şeklinde görülür) 2-Darbe ,kaza,travma sonucu meydana gelen problemler ANİ BAŞLAYAN DİŞ AĞRISI 1- Diş etlerinde ki bir iltihaplanmadan kaynaklanabilir.Bu durumda diş etleri koyu kırmızı renkli ve kanamalıdır.Genellikle diş ve diş etleri sert bir şekilde fırçalanıp,ağrı kesici alınırsa rahatlama görülür.İhmal etmeden hekime gidilmelidir. 2-Dişteki çürük sinirlere kadar ilerlemiştir,eğer ağzımıza soğuk ve sıcak maddeler aldığımızda,her ikisinde de ağrı şiddetleniyorsa bir ağrı kesici alınıp,dişteki çürüğün içine bastırmadan bir pamuk parçası konup,hemen bir diş hekimine gidilmelidir. 3- İleri derecede çürümüş bir dişin iltihaplanmasıdır . Büyük bir ihtimalle diş bölgesinde yumuşak dokularda şişme meydana gelecektir.Hiç beklenmeden dişhekimine gidilmelidir. Şiddetli ağrının özellikle gece oluşmasının nedeni ; gece saatlerinde hormonal değişiklikler nedeniyle damarlarımızın genişlemesidir. Bunun bir sonucu olarak dokulara daha çok sıvı gider. Dolayısıyla dişin içine giren damarlardan daha çok sıvı gelir. Fakat iltihap nedeniyle bozulan diş içerisindeki damarlardan sıvı yeterince çıkamaz ve bu durum içerideki sıvı miktarını arttırır. Diş içerisindeki bu dolaşım bozukluğu basınca sebep olur ve diş içerisindeki sinirler üzerinde etkili oluşturarak ağrı oluşturur. DİKKAT ! Dişin üzerine bir takım malzemelerin ASPİRİN,KOLONYA,RAKI VS. direkt olarak uygulanması gereksiz hatta zararlı bir davranıştır.
Bu tür yaralanmalarda dişlerde sıkışma,gevşeme,uzama,yer değiştirme,gömülmeve dişin yerinden çıkması şeklindedir.Bu tür vakalarda hemen beklenmeden hekime başvurulmalıdır DİKKAT ! Eğer diş yerinden çıkmış ise,dişi uç kısmından tutarak musluk suyu altında 10 dakika yıkayarak yerine oturtmak ve hemen diş hekimine gitmek,veya dişi steril kutu sütün içine koyarak en kısa zamanda diş hekimine ulaşmak gerekir. |
30 Nisan 2008 Çarşamba
İmplant

Dental implant
'Dental implant' eksik olan bir veya birkaç dişin fonksiyon ve estetiğini iade etmek için çene kemiğine yerleştirilen titanyum yapılara verilen isimdir. Bu yapılar sayesinde hastalarımız doğal dişlere en yakın fonksiyona kavuşmuş olurlar.
Diş eksikliklerinde yan dişlerin kesilmesinin istenmediği durumlarda.
Gerideki dişlerin kaybedildiği durumlarda.



Tamamen dişsiz hastalarımızın, damak protezlerini kullanamama durumunda.


